29 Şubat 2008 Cuma

LORLU KURABİYE



Porselen Demlik Çay Saatleri Etkinliği'nin 16.'sını papatya68.blogcu.com düzenliyor. Ben de bu tarifle katılmayı uygun gördüm. Bunu daha önce de yapmış ve blogcuda yayınlamıştım. Geçen sefer üzerine glaze yapıp şeker yerleştirmiştim. Bu sefer de yuvarlak değil değişik şekiller denedim.
Çok leziz ve uzun süre bayatlamayan bu kurabiyeleri hepinizin çok seveceğini düşünüyorum. Afiyet olsun.


LORLU KURABİYE
Hamuru için:
150 gr. margarin veya tereyağı(oda sıcaklığında erimiş)
3 su bardağı un
2 su bardağı toz şeker
250 gr. tatlı lor peyniri
1.5 çay kaşığı şekerli vanilin
1/2 çay kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı hamur kabartma tozu

Fırını 175 derecede ısıtın. Büyük bir kabın içinde tüm hamur malzemelerini karıştırın ve hamur haline gelene kadar yoğurun. Fırın tepsilerine yağlı fırın kağıdı serin. Küçük hamur parçalarına dilediğiniz şekli verip tepsiye az aralıklarla dizin, fırına verin(orijinal şekli çok küçük yuvarlaklar). Yaklaşık 10-15 dakika içinde altları açık kahverengi olunca fırından alın.
1 dakika soğusunlar, sonra telin üzerine alın tamamen soğusunlar.

27 Şubat 2008 Çarşamba

ETLİ DAMASKUS KÖFTESİ

Bakıyorum da herkes kilolarından şikayetçi, özellikle yemek blogu yazarları tabii:)) Ben kendimi bildim bileli tek ve hep şikayetçi olduğum yönüm kilolarım oldu. Halbuki şimdi eski fotoğraflarıma baktıkça o zaman ne kadar zayıfmışım, neden şikayet ediyorum ki , ah o halime bir dönebilsem diye iç geçiriyorum.
Sabahları yürüyüşe başladım. daha önce güzergahımdan bahsetmiş ve fotolar koymuştum. Bugün gene o güzergahtan geçerken aklıma bir sürü komiklik geldi. Hergün önlerinden geçtiğim beni gören esnafın içlerinden neler düşünebileceğini hayal ettim...
Fotoğrafçı: Üzülme, vesikalığında bir fotoshopla gıdığını yok ederiz.
Unlu mamüller fırınındaki kızlar: Daha çooook yürümesi gerek, dönüşte uğrayıp alır simitleri, poğaçaları, boyozları..Ne işe yarar ki bu kızın sporu.
Büfeci: Bari sabah yürüyüşüne çıktığında yemek dergilerine bakmasa.
Sahilde yürüyenler: Bu kız da spora mı fotoğraf çekmeye mi gelmiş.
Şarküteri çalışanı: Dün akşam götürdüler mezeleri, şimdi eriteyim diye uğraşıyor.
Giyim mağazasında tezgahtar: Ah canım, benim bedenime düşmen için daha çok yürümen gerek.
Simitçi: Niye kumru yok diye kızacak gene.
İşte bana göre esnafın ve gördüklerimin aklından geçenler...
Ne zaman spor yapsam hep daha çok kilo alıyorum, çoook acıkıyorum, ben napıyım...Bakalım bahara kadar, doğumgünüme kadar 3-5 kilo verebilecek miyim???

ETLİ DAMASKUS KÖFTESİ
4 kişilik
MALZEMELER:
1 su bardağı ince köftelik bulgur
1/2 su bardağı ılık su
1/2 çay kaşığı tuz
1/4 çay kaşığı karabiber, kimyon
2 tatlı kaşığı domates salçası
2 tatlı kaşığı tatlı biber salçası
1/2 su bardağı un
1 adet yumurta
Sosu için:
2 yemek kaşığı zeytinyağı
150 gr. az yağlı dana kıyma
3 diş sarımsak
2 adet yeşil sivri biber
1/2 yemek kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
Köftelerin haşlama suyundan 1/2 su bardağı kadar
YAPILIŞI:
Önemli not: Köfteleri; yemeye yakın(yemekten hemen önce) yaparsanız bir daha ısıtmadan sıcak servisi daha güzel olacaktır:
Bulguru orta boy bir çelik tencereye koyun. Üzerine ılık suyu gezdirip tencerenin kapağını kapatın. Bulgurun ıslanıp yumuşaması için yaklaşık 2-3 dakika kadar bekleyin. Üzerine tuz ve baharatları serpip domates ve biber salçalarını ilave edin. Malzemeleri yaklaşık 1-2 dakika yoğurup unu ekledikten sonra 5 dakika daha yoğurun. Yumurtayı katıp birkaç dakika daha, hamur macun kıvamına gelincye kadar yoğurun. Küçük bir kaseye su doldurup elinizi suya batırın ve köfte hamurundan vişne tanesi büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayın.
Hazırladığınız köfteleri, un serptiğiniz bir tepside biriktirin. Büyükçe bir tencereye bol miktarda sıcak su koyup 2 çay kaşığı tuz atın. Su kaynamaya başlayınca, hazırladığınız köfteleri tencereye atın. Yaklaşık 10 dakika sonra haşladığınız köfteler, yavaş yavaş suyun üzerine çıkmaya başlayacaklardır. Köfteleri ocaktan alıp süzerek tencereden çıkarın. Haşlama suyundan 1/2 bardak ayırın.
Sos için; bir tavada zeytinyağında kıymayı sürekli karıştırarak kavurun. Kıyma suyunu çekip kahverengileşince üzerine pirinç tanesi büyüklüğünde doğradığınız sarımsakları ve incecik halkalar halinde dilimlediğiniz biberleri atın. Tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak kavurun. Üzerine salçaları ve ayırdığınız haşlama suyunu ilave edin. Sık sık karıştırarak, sos kaynamaya başlayıncaya kadar pişirin.
Kaynamaya başladıktan 2-3 dakika sonra ocaktan alıp, kıymalı sosu köftelerin üzerine gezdirin.
Afiyet olsun.
(Tarif gazeteden, Sahrap Soysal'a ait.)




25 Şubat 2008 Pazartesi

PIRASA MÜCVERİ




Sebzeli tencere yemeklerinden pek hoşlanmadığımı biliyorsunuz. Ne yemesini ne de yapmasını seviyorum. Çok standart şeyler, yapılması hep aynı şeyler, içine kendinden pek birşey katamadığın şeyler benim yapmaktan hoşlanmadığım türden yemekler onlar. Ama ben napıp edip sebze yedim demeyi başarıyorum, öyle ya da böyle. Pırasayı da severek yemeyi başardım, mücverini yaparak:)))



PIRASA MÜCVERİ

3 adet pırasa

5 çorba kaşığı un

1 adet yumurta

4 çorba kaşığı rendelenmiş beyaz peynir

Yarım demet maydanoz

Tuz, karabiber


Kızartmak için sıvı yağ



Pırasaları temizleyip enine incecik doğrayın. Teflon tencereye alıp kısık ateşte kendi suyuyla pişirin. Tencereyi ocaktan alın. Pırasaları soğumaya bırakın. Maydanozu incecik kıyın. Pırasalar soğuyunca yumurta, maydanoz, peynir, un, tuz ve karabiberi ekleyip bir çatalla karıştırın.


Sıvı yağı bir tencerede kızdırın. Mücver malzemesinden bir çorba kaşığı kadar alıp kızgın yağa dökün. Kaşıkla hafifçe bastırarak yassılaştırın. Pembeleşinceye kadar arkalı önlü kızartıp kağıt havlu üzerine alın. Tüm malzemeyi bu şekilde kızartın.


Mücverleri servis tabağına alıp sıcak servis yapın. Dilerseniz üzerine domates sosu döküp servis yapabilirsiniz.






Afiyet olsun.




21 Şubat 2008 Perşembe

TAŞ KEKten ÇİLEKLİ KEKe-Aşık Eden Tarifler Etkinliği









Kuş'un Mutfağı harika bir etkinliğe imza atıyor. Ben de tam bu etkinliğin amacına uygun AŞIK EDEN bir tarifle karşılarınızdayım...Aşkı için acı tuzlu kahve içenlerin hikayesini duymuşsunuzdur..Benimkinde ise kek var...Daha önce paylaştığım eski bir hikaye ama bu etkinliğe yakışacak diye düşündüğümden tekrarlamayı arzu ettim.


BUYRUN BENİM AŞK HİKAYEME;

90'ların sonlarına doğru yemek işinden sonra pasta kek işine el atmıştım. Bir akşam iş çıkışı eve geldiğimde gene üzümlü kakaolu bir kek yapayım dedim. Elime geçen ilk tarifi uyguladım, keki fırından çıkardım, masaya getirdiğimde görüntü süperdi. Ancak keki bıçak kesmiyordu..
Yaaa....bu niye böyle taş gibi olmuştu? Aslında tadı hiç de fena değildi, dişleriniz keserse.. Kek fırındayken Gündüz ve Uğur aradı. O zamanlar Gündüz ve Uğur'la geziyorduk. Arabayla gelip beni alacaklardı. Ben bir taraftan kek olurken bir taraftan hazırlanmıştım. Onlara vermek üzere 2'şer dilimle birlikte aşağıya indim. Beni aldılar, "size kek yaptım" diyerek onlara kekleri verdim. "Biraz sert olmuş ama tadı güzel" diye de ilave ettim. Gündüz yarısını yiyip teşekkür edip, Uğur kakaoluya bayılır deyip kalan yarısını Uğur'a uzattı. Uğur da gülümseyerek aldı. Sonra gezdik, güldük, eğlendik...
Benim için kek olayı buydu. Benim gördüğüm perde buymuş aslında. Başka bir perde de gizlice oynanıyormuş..
3 yıl sonra:
Arkadaşlığımız aşka dönüştü, birdenbire, ansızın...Uğur'la çıkmaya başladık. İşte o zaman Gündüz o kek olayının arka yüzünü anlattı. Meğersem Uğur o zamanlar da beni beğeniyormuş. Bunu bilen Gündüz Uğur'un beni üzemeyeceğini ve kur yapacağını bildiğinden o keki Uğur'a yesin diye mahsus vermiş, amacı Uğur'u müşkül duruma düşürmek. Ama Uğur da hiç renk vermeden almış ama bir ısırıktan sonra çaktırmadan keki arabanın kapısındaki yan göze atıvermiş...
"Amma taş kek'ti" diyen Gündüz ve Uğur'la bu olayı yıllarca andık. Ne zaman kek yapsam "Yemeyiiiizzz" diye peşin peşin reddederlerdi. Adım"Taş Kek"çiye çıkmıştı...

Geçen gün yaptığım bu keki eşime yedirince gene bu anım canlandı.

Uğur'u, Gündüz'ü, Müge'yi andım.
Çilekli kekimi Uğur yedi.(Uğur'la evlendim) Çok beğendi.
Gündüz'e ikram edemedim(vakitsizce aramızdan ayrıldı, çok özlüyoruz) Yese "eline sağlık Banucuğum, gene çok güzel yapmışsın" derdi.
Mügeye ikram edemedim, yese de beğense de gene de bana taş kekçi demeye devam ederdi.

Göz yaşlarıma hakim olamıyorum, işte kekim. Nefis bir tarif....



ÇİLEKLİ KEK
Malzemeler:
175 gram margarin 1 su bardağı toz şeker 3 adet yumurta 2 su bardağı un 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya 200-250 gr. Çilek (ben 1.5 su bardağı kadar çilekle yaptım)1 çay bardağı ince çekilmiş fındık veya ceviz

HAZIRLANIŞI
1. Margarini oda sıcaklığında yumuşatın.
2. Çileklerin saplarını ayıklayın ve yıkayın. 10 tanesini ayırın. Diğerlerinin üzerine 1 yemek kaşığı toz şeker serpin ve10 dakika bekletin. Tencereye öylece alın ve 1 taşım kaynatın. Blenderdan geçirip çilek sosu haline getirin.
3. Oda sıcaklığında beklettiğiniz yumurtaları ve toz şekeri krema kıvamına gelene kadar mikser veya çırpıcı yardımı ile çırpın.
4. Daha sonra içine, oda sıcaklığında yumuşattığınız margarini ekleyip, çırpmaya devam edin.
5. İçine, unu, kabartma tozunu ve vanilyayı bir süzgeç yardımı ile eleyerek ilave edin.(daha çok kabarması için)
6.En son olarak da hazırladığınız çilek sosunu ve cevizi(veya fındığı) içine dökün ve iyice karıştırın.
7. Sıvı yağ ile yağladığınız kek kalıbının içine kek hamurunu döküp, düzeltin.
8. Ayırdığınız 10 adet çileği ortadan ikiye kesip, kek hamurunun üzerine yerleştirin.
9. Keki, önceden 175 derecede ısıtılmış fırında 30-35 dakika pişirin.
10. Pişen keki kendi kalıbın içinde 5 dakika bekletip, servis tabağına çıkarıp, soğuk olarak servis edin. Bekletmezseniz, keki kalıptan çıkarken parçalanabilir.
11. Arzuya göre krem şanti veya dondurma ile servis edebilirsiniz.


KAHVALTIDA DEĞİŞİK BİR REÇEL SUNMAYA NE DERSİNİZ?C VİTAMİNLİ AYVA REÇELİ

Ben kahvaltı keyfine bayılırım. Bir kahvaltıdaki lezzet seçeneğinin fazlalığı da beni cezbeder. Ama olmazsa olmazların yanı sıra bir de pek aramadıklarım vardır. Bunlardan biri de reçeldir...Kahvaltıda reçel aramam ama olursa da affetmem, çok feci yerim. Özellikle çilek ve böğürtlen reçeli favorilerimdir. Ekmeğe tereyağı, üzerine kaymak üzerine de reçel sürersin..Ama sonra neden şişmanım diye ağlamak yok!!

Derya Baykal'ın programında bu reçeli görünce hemen anneme bunu yapmalıyız dedim. O da bu reçelin çok güzel olacağını söyleyince hemen yaptık. Gerçekten çok leziz oldu. İşte o tarif:


C VİTAMİNLİ AYVA REÇELİ

Malzemeler:
1 kg ayva(yaklaşık 3 büyük ayvaya denk geliyor)
1 kg toz şeker
1 greyfurt suyu
2 mandalina suyu
1 portakalın suyu
1 limonun suyu
6-7 adet karanfil

Yapılışı:
Ayvalar kabukları soyulup rendelenir.
Düdüklü tencerenin içine ayvalar konur. Üstüne şeker, meyvelerin suyu ve karanfiller ilave edilir. Düdüklünün kapağı kapatılır. Önce açık ateşte pişirilir, buharı çıkınca ateş kısılır ve 10 dakika daha kısık ateşte pişirilir.

Afiyet olsun.

16 Şubat 2008 Cumartesi

CEVİZLİ ÜZÜMLÜ EKMEK-BAYAT EKMEKLER ETKİNLİĞİ

Kötü bakıcı kategorisinden iyi bakıcı sınırları içine geçebilince bana öyle çok boş vakit kaldı ki...Kadıncağız üstümdeki tüm yükü aldı. En önemlisi kızımla öyle ilgileniyor ki devamlı "anne kalk" diyerek beni oyuna sürükleyen kızım etrafımda görünmez oldu. Daha ilk haftada akşamları kadının arkasından ağlamaya başladı. Umarım ikisinin karşılıklı sevgileri ve oyunları daim olur.


Tabii birden iş yükü alınan ben büyük bir boşlukta buldum kendimi. Bunu hayal edemeyen ben boş vakit çok olunca plansız programsız ortada kalakaldım. Bir yandan artık ciddi anlamda iş aramaya başlarken bir yandan da uzun süredir yapamadıklarımı gerçekleştirmeye başladım. Eşim bazen ben boş vakit süremin fazlalaştığını ve ne yapacağımı bilemediğimi abarttıkça kitap yazmamı öneriyor..Neyse o benle dalga geçedursun, bu ay eşimle benim için tarihi açıdan önemli bir ay. Biz Şubat ayında çıkmaya başlamıştık. Şubat ayında nişanlanmıştık. Malumunuz bir de Sevgililer günü..Devamlı süprizler yaparak ve kutlayarak geçirdik.

Umarım herkesin Sevgililer Günü güzel geçmiştir. Ama sevgilisi olmayanlar için ne kahredici bir gündür bu bilirim, tesellisi yoktur:)

Gelelim tarifimize, bu tarifi Nükhet Duru'dan öğrendim. Bayat ekmekle yapılan ve ekmeği değerlendirmenin şahane bir yolu. Çok da pratik ve leziz.. "Bayat Ekmekler" etkinliğini düzenleyen http://www.soframiz.com/ sitesinin ev sahibine kolay gelsin diyerek sevgilerimi gönderiyorum. İşte tarifim.




CEVİZLİ ÜZÜMLÜ EKMEK

10-12 dilim bayat normal ekmek(1 somun ekmek)
1 yumurta
1 avuç kırık ceviz(çok ince çekilmemiş)
1 avuç kuru üzüm
2 çay kaşığı hamur kabartma tozu


Ekmekleri incecik ufalayın(ya da robotta kıyın). Ekmeklerin içine yumurtayı kırın. Üzerine diğer tüm malzemeleri ekleyip elinizle iyice karıştırın. Dar ve derin bir fırın kabını çok az yağlayın. İçine malzemeyi koyup 200 derecede kabarıp üzeri kızarıncaya kadar pişirin. (ben geniş bir kap kullandığım için ekmeğim ince oldu).


Kıtır kıtır bu ekmek herşeyin yanına çok yakıştı. Peynir(hellim peyniri, kaşar, vb.) ile çayın yanında veya akşam yemeğinde ikram edebilirsiniz. Özellikle eşim tadını çok beğendi. Sizlerin de beğeneceğinizi umarım.

Afiyet olsun.

9 Şubat 2008 Cumartesi

ÇOK DEĞİŞİK BİR HAMUR İŞİ..KIYMALI..LEZİZ..ANNEMİN ÇIRÇIRI




Annemin meşhur Çırçır'ını bilmeyen yoktur buralarda. Samsun'da daha büyüğünü yapıp kesip ikram ederler ama annem kendince tek porsiyonluk denemiş ve servisi daha güzel ve pratik olmuş. İşte tadına doyulmaz Çırçır'ın sırları:



ÇIRÇIR

18-19 porsiyon

Malzemeler:

Hamuru için:

5 su bardağı un, tuz , su

Hamura sürmek için:

Ayçiçek yağı

İçi için:

500 gr.orta yağlı dana kıyması

2 adet iri kuru soğan- rondoda değil elde iri doğranacak

Yarım demet maydanoz

Tuz, karabiber




Yapılışı:

Unu tuz ve suyla karıştırıp orta sert bir hamur hazırlanır.

Hamur 18-19 adet mandalina büyüklüğünde bezeye ayrılır ve biraz dinlenmeye bırakılır.

Öteki tarafta kıyma elde iri doğradığınız soğan ve kıyılmış maydanozla karıştırılır. Tuz, karabiber eklenir.

Hamur bezelerinden tezgah üzerinde pasta tabağı büyüklüğünde yuvarlak açılır.

Yuvarlağın üzerine ayçiçek yağı sürülür.

Bu yuvarlak dörde bölünür.

2 parçası üst üste konur(kaldı 2 hamur parçası).

O 2 parçanın üstüne 1 yemek kaşığı kadar kıyma(1.kıyma) konur.

Kıymanın üstüne hamur parçası kapatılır(kaldı 1 hamur parçası). O hamurun üstüne gene kıyma(2.kıyma) konur.

Son hamur parçası da konur(hamur bitti) ve üzerine gene kıyma(3.kıyma) konur.

Kıymalı hamur bohça şeklinde kapatılır.

Sonra bu bohçalar oklava ile gene açılır.

Çok az yağlı tavada her bir tarafı için 3-4'er dakikalık süre içinde arkalı önlü pişirilir.


Sonra sıcak olarak servis yapılır.



Eğer sonra servis yapacaksınız, daha az süre tavada tutup sonra fırında ısıtıp servis yapabilirsiniz.


İşte biraz zahmetli ama yemesi çok keyifli, müthiş leziz ÇIRÇIR...Kesinlikle yapın, tavsiye ediyorum...İster ayran, ister çayla servis yapın.



AFİYET OLSUN.






4 Şubat 2008 Pazartesi

KURABİYE SEPETİ///PDÇS ETKİNLİĞİ-13-

Ayol bütün çatlak bakıcılar mı beni buluyor???
Bulmuşlar benim gibi şeker, yiyip içen keyif yapan tatlı kadını, bebişi de sağlıklı eh biraz oyuncu....Allah bazı insanları şaşırtıyor sanırım, bana da şaşırmışları denk geliyor.
Bugün 3. bakıcı başladı. Herşey iyi olacak iyimserliği içindeyim gene. Oryantasyon programı var bugün evde. Evi, bebeği tanıma, izleme, görme çalışmaları yani. En baştan kuralları koyduk, uyumlu. Ona ayrı tuvalet, ona özel oda verdik. Adapte olacak gibi.Bu seferki çabuk öğrenecek gibi.
Kendimi Ömercikle Ayşecik filminde dadıları kaçırıp kaçanların fotoğraflarının üzerine çarpı atan o ev ahalisi gibi hissediyorum. Ama ben kaçırmıyorum, kendilerini kovduruyorlar.
En sonuncusunun vukuatları bini aşınca hayatımda ilk kez hiç hastalanmayan çöplük midem sinirden hasta oldu, 4 gün bişey yiyip içemedim, reflü olduğumdan şüphelenmeye başladım. Sağlık elden gitmeye başlayınca keskin sirke küpüne zarar misali, korkuyla sakin kalmaya çalışıyorum. Allahtan evdeyim ve kendi eğitme ve görme şansım var. Kamera da koyduk eve. Güvenene kadar bir yere kımıldamıyorum.
Ama şimdi düşündüm de yazsam matrak gelebilir bazılarına...ama bakıcıdan çeken anneler küplere bineceklerdir...Fazla hatırlamak istemesem de durun size birkaç örnek vereyim.
1)Ona gösterdiğimiz odada(çocuk uyuduğunda oturacak vakti olunca dinlensin diye)2 saat horul horul uyuması!!!!
2)3 kez ocağı açık unutması
3)Taşan çay suyunun ocağı söndürdüğünü farketmemesi
4)Sabah kahvaltısında 3 bardak çay içip öğle yemeğine kadar 1 nescafe ve 1 türk kahvesi içecek zaman yaratması.
5)Evdeki tüm dergileri okuyacak vakit yarattığı gibi elimden gazeteyi alıp okuması(çocuk uyanıkken)
6)Çocuk uyurken 2 saat kitap okuması, akşama ben yemek pişirirken...
7)kolu ıslak olan çocuğu 2 saat farketmeden öyle dolaştırması
8)kendime yaptığım toniği elinde pamukla gelip bana da sür demesi
9)Yarım saatte kahvaltı yaptırdığımı gördüğü halde kendi yedirmeye başladığı 3.günün sabahı kahvaltıya oturmalarının ardından 5 dakika sonra "bu yemiyor" demesi
veee en sinirlendiğim son nokta; ben bilgisayar başına geçtiğimde onun da eline bişey alıp okuması...Ulen bu esnada çocukla kim ilgilenecek....Aaaaa...olur mu anneyle bakıcının ortak hobi saati...Sen dur bakalım bebek, al bu sakızı...olmadı mı, durmuyor musun, ama bak ben bu dergiyi okumalıyım-cosmo-,sakızın üstüne de al şu şekerleri..
Nerde o tatlı, uyumlu, herşeye karışmayan anne?????Yok gitti, zıplıyor, hem de bakıcının üstüne doğru................
Neyse gelelim bu tarife, bu tarifin de anısı var, ben bunu yaparken çocuğun yanından koşarak gelen bakıcımız "ay bunu görmem gerek" demişti. HÖNK!!!!

KURABİYE SEPETİ




8-12 kişilik

Hamuru için:

3 çorba kaşığı oda sıcaklığında bekletilmiş tereyağı


1 adet yumurtanın akı


3 çorba kaşığı toz şeker


1 çay bardağı sıvı yağ


1 su bardağı yoğurt


3 çorba kaşığı sirke


1 paket kabartma tozu


1 çay kaşığı tuz


Aldığı kadar un



İç(elmalı harç) için :


2 adet tatlı elma


2 yemek kaşığı margarin


Yarım çay bardağı portakal suyu


1 yemek kaşığı bal


Yarım su bardağı toz şeker


Yarım su bardağı kuru üzüm


Yarım su bardağı parça ceviz içi


1 tatlı kaşığı tarçın


Üzeri için:


1 çorba kaşığı sıvı yağ


1 adet yumurtanın sarısı

Yapılışı:

Hamuru hazırlamak için, un hariç tüm malzemeyi geniş bir kaba alıp karıştırın. Üzerine azar azar un ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur hazırlayın. Hamuru üzeri örtülü olarak yarım saat dinlendirin.

Fırını 200 dereceye ısıtın.

İçi için, elmaların kabuklarını soyup küp küp doğrayın. Yayvan bir tencerede veya tavada margarini kızdırıp, elmaları renkleri dönene kadar kavurun. Sonra içine bal, portakal suyu, kuru üzüm ve şekeri ilave edip elmalar ağdalaşana kadar sote edin. Elmalı harç piştikten sonra bir tabağa alıp tezgahta soğutun.



Dinlendirdiğiniz hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp, elinizle avuç içi büyüklüğünde açın. Hamurun tam ortasına , sepetin sapını oluşturmak için, 5 cm uzunluğunda ve araları 1.5 cm olacak şekilde paralel 2 kesik atın. Hamurun ortasına 1 tatlı kaşığı elmalı harç ve 2 ceviz parçası koyun. Kenarlarını bohça şeklinde toplayıp kapatın. Ters çevirip tepsiye yerleştirin(ben tepsiye yağlı kağıt serdim).Üst kısımda kalan kesik yerleri yukarı doğru kaldırarak, sepetin sapını oluşturun. Hamur bitene kadar işleme devam edin. Sıvıyağ ve yumurta sarısını karıştırıp kurabiyelerin üzerine sürün. Önceden ısıttığınız fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Ilık ya da soğuk servis yapın.Eğer benim gibi işlemin yarısında sıkılırsanız yuvarlak kurabiyeler de yapabilirsiniz, ancak kapama yerini alta getirin...



Afiyet olsun.

İçi nefis, dışı şahane çok leziz bir kurabiye, kesinlikle tavsiye ediyorum.
www.hunerlieller.net'in ev sahipliği yaptığı PDÇS etkinliğine bu leziz kurabiyem ile katılırken ev sahibine teşekkürlerimle birlikte kolay gelsin diyorum.